Türkiye Finans Genel Müdürü Murat Akşam, doğru ekonomik önlemlerle daralan, yavaşlayan bir ekonomik büyüme olmasını beklediklerini ifade ederek, “Bu daralma sonucu düşmesi beklenen enflasyon ve oynaklığı azalan kur ile 2024’te daha öngörülebilir bir ekonomik aktivitenin başlamasını bekliyoruz.” dedi.
Akşam, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında AA’ya yaptığı açıklamada, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün (OECD) “enflasyon ve düşük büyüme öngörülerinin küresel ekonomi için zorluklar yaratmaya devam ettiğini ve küresel ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 2,9 olacağını” öngördüğünü aktararak, dünya ekonomisinin, enflasyonun düşmeye devam etmesi ve reel gelirlerin güçlenmesiyle yeni bir ivme kazanarak 2025’te yüzde 3 büyüyeceğinin öngörüldüğünü aktardı.
Türkiye Finans’ın stratejik olarak odaklandıkları konuların başında üretim, ticaret ve ihracatın geldiğini, bu nedenle küresel ekonomiyi şekillendiren faktörlerden ticareti de yakından takip ettiklerini kaydeden Akşam, Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) yayımladığı Küresel Emtia Ticaret Barometresi’nin “küresel mal ticareti hacminin toparlanmaya başladığını” gösterdiğini, yıllık ticaret büyümesinin her halükarda 4’üncü çeyrekte güçlü olmasının beklendiğini bildirdi.
Akşam, “Bu gelişmeler, DTÖ’nün 2023 yılında küresel ticaret hacminde yüzde 0,8 artış öngören 5 Ekim 2023 tahminiyle de tutarlıdır. Örgütün ekimde hazırladığı Küresel Ticaret Görünümü ve İstatistikleri raporunda da belirtildiği üzere, küresel ticaretin 2024’ün ikinci yarısı itibarıyla yeniden ılımlı biçimde büyümeye başlayacağını ve yüzde 3,3’ü yakalayacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede genel olarak 2024 sonu itibarıyla yavaşlamanın durmasını ve 2025’te büyümenin yeniden başlamasını bekliyorum.” diye konuştu.
Kahramanmaraş merkezli depremlere ve azalan dış talebe rağmen Türkiye’nin üçüncü çeyrekte elde ettiği yüzde 5,93’lük büyüme oranının AB, OECD ve G20 ülkeleri arasında birinci sırada yer aldığını dile getiren Akşam, 13 çeyrektir büyümesini sürdüren Türkiye’nin yılın 9 ayında yüzde 4,7 büyüdüğünü, bu dönemde AB’de ortalama büyümenin yüzde 0,1 olduğunu anlattı.
Akşam, IMF’nin, 2023’te Türkiye’nin 19’uncu büyük ekonomi olacağı yönündeki tahminini 17’nciliğe revize ettiğini ve izleyen 5 yılda bu sırasının değişmeyeceğini öngördüğünü, OECD’nin de Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4,5 büyüyeceğini tahmin ettiğini hatırlatarak, ekonomi yönetiminin aldığı önlemlerle toparlanma sürecinin devam ettiğini söyledi.
S&P Global Ratings’in Türkiye’nin görünümünü durağandan pozitife revize etmesinden ve mayısta 700 baz puan seviyesinde olan Türkiye’nin CDS’inin son 6 ayda 300 baz puan seviyelerine gelmesinden bahseden Akşam, “Bu gelişmeler, toparlanma sürecini teyit etmektedir. Sıkılaşan para politikası ve enflasyonun hanehalkı tüketimini azaltmakla birlikte önümüzdeki dönem Türkiye’nin ihracatının ivme kazanacağı öngörülüyor.” şeklinde konuştu.
“Türkiye ekonomisinin yeniden güçlü biçimde büyüyeceğini tahmin ediyoruz”
Murat Akşam, doğru önlemlerle daralan ve yavaşlayan bir ekonomik büyüme beklediklerini belirterek, “Bu daralma sonucu düşmesi beklenen enflasyon ve oynaklığı azalan kur ile 2024’te daha öngörülebilir bir ekonomik aktivitenin başlamasını bekliyoruz. Bunun sonucu olarak da 2024 sonu ve 2025 ile birlikte Türkiye ekonomisinin yeniden güçlü biçimde büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Bu süreçte bankalar da dahil ekonominin tüm paydaşlarına düşen görev, elimizden geldiğince daha verimli, daha katma değerli ürün ve hizmetlere odaklanarak ihracata dayalı büyüme modeline katkı yapmaktır.” diye konuştu.
Akşam, Türkiye Finans olarak reel ekonomiye, üretime ve ihracata çok önem verdiklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:
“Şirketlerimizin, yalnızca ekonominin yavaşlayacağına dair beklentiler nedeniyle değil, önümüzdeki dönemde uluslararası alanda rekabet edebilmek için de üretim ve ihracat odaklı bir arayışa girmesi gerekiyor. Dijitalleşen yeni küresel ekonomide ihracat potansiyelinin artırılması için kısa vadede yapılabilecek işler var. İhracatımızın güçlendirilmesi, içeride yavaşlaması muhtemel ekonomimizi destekleyecektir. Türkiye Finans olarak, başta reel sektör olmak üzere üretici ve ihracatçıya verilen desteğin ülkemizin sürdürülebilir büyümesi açısından başlıca unsurlar olduğunu her fırsatta dile getiriyor ve bu kapsamda önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”
Akşam, her zaman üretim ve ihracat yapan şirketlerin yanında olduklarını belirterek, dünya çapında geniş ve etkin bir muhabir banka ağlarının bulunduğunu bildirdi.
Murat Akşam, “Piyasada yabancı para kur kırılganlığının yükseldiği durumlarda ihracatçı firmalarımıza sunduğumuz hazine ürünlerimizle yaşanabilecek döviz şoklarının olumsuz etkilerinden kendilerini korumaları amacıyla oluşturulmuş ürün ve hizmetlerimizi müşterilerimizin kullanımına sunuyoruz. Enflasyonla kararlı mücadele, azalan riskler ve yatırımcı güveninin artması ile birlikte ihracatla desteklenecek ekonomimize dair iyimserliğimizi koruyoruz.” diye konuştu.
“Alınan kararları doğru buluyoruz”
Türkiye Finans Genel Müdürü Akşam, ekonomi yönetiminin aldığı kararlara ve yapılan düzenlemelere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Öncelikle alınan kararları doğru buluyoruz. Bu kararların normalleşmeye faydası olacağını, TL varlıklara yatırımın artacağını ve hepimize zorluklar yaratan enflasyon problemini çözeceğine inanıyoruz. Kuşkusuz bunu programdan sapmadan, taviz vermeden uygulamak, devam ettirmek çok önemli. Sektör, elbette bu konulardan dolayı toplumun her kesimi gibi çok zorlanıyor, sıkıntı yaşıyor. Maliyetler yükseliyor, sektörün büyüme oranları ve karlılığı azalıyor. Fakat bu önlemler alınmasaydı daha büyük ve uzun süreli bedeller ödememiz söz konusu olacağından bizler de sektör olarak, bu dönemde fedakarlık yapacağız ve sıkıntılara göğüs gereceğiz. Çok şükür, Türk bankacılık sektörü, buna benzer zorlu süreçleri yönetme becerisi ve deneyimine sahip. Zor olacak, sıkıntı çekeceğiz ama birlikte daha iyi ve güçlü bir ekonomi için gayret göstereceğiz.”
Akşam, sağlam bilanço yapısına sahip olan bankacılık sektörünün, parasal sıkılaştırma sürecinde faiz riskini başarıyla yönettiğinin altını çizerek, sektörün, aktif kalitesindeki güçlü görünümünü korurken, pasif yönetimini de TCMB’nin dezenflasyon hedefiyle uyumlu olarak gerçekleştirdiğini kaydetti.
Murat Akşam, “Sermaye yeterlilik oranları yasal sınırın üzerinde. Ülke risk priminin düşmesi sayesinde sektörün dış finansman koşulları iyileşiyor. Enflasyonla mücadele zorlu bir süreç. Yeni ekonomi yönetiminin aldığı ve pozitif etkileri görülen kararlarla birlikte orta-uzun vadede güçlükleri aşabileceğimizi düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
“Liralaşma stratejisi güçlü biçimde devam edecek”
Murat Akşam, 2023’ün zor bir yıl olduğunu ancak Türk bankacılık sektörünün güçlü teknolojik altyapısı, donanımlı insan kaynağı ve güçlü sermaye yapısı sayesinde bu zorlu seneyi başarıyla geride bıraktığını söyledi.
Ekim 2023’te yayımlanan BDDK verilerine göre, Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün 21,8 trilyon TL’ye eriştiğini, sektörün toplam finansmanlarının da 11 trilyon TL’ye ulaştığını bildiren Akşam, finansman hacmi artmaya devam ederken, varlık kalitesinin önemli göstergesi olan takibe dönüşüm oranının yüzde 1,5 ile tarihi düşük seviyelerde seyrettiğini bildirdi.
Bankacılık sektörünün uluslararası standartlara göre asgari yüzde 8 olması gereken sermaye yeterlilik oranının yüzde 18,4 seviyesinde olduğunu dile getiren Akşam, şu açıklamalarda bulundu:
“Her ne kadar zor bir dönem olsa da sektörümüz, sağlam ve güven veren yapısıyla Türkiye ekonomisi için önemli bir istikrar unsuru olarak sürdürülebilirliğini koruyor. Bankacılık sektörümüzün tüm zorluklara rağmen 2024’te de başarıyla yoluna devam edeceğini öngörüyoruz. Regülasyonların nasıl olacağını öngörmek zor olmakla birlikte bankacılık sektörü, elindeki imkanları sürdürülebilir bir şekilde kullanacaktır. Liralaşma stratejisi güçlü biçimde devam edecektir. Tabii likiditenin önemli olduğu bu dönemde artan maliyetleri dikkate alarak toplanan TL mevduat kadar, yüksek oranlı finansman kullandırımların da aktif kalitesini korumak önem kazanacak ve finansman vermeye çalışan bir bankacılık sektörü olacaktır.”
“2024 için finansman hacmindeki büyüme hızının 2023’ten daha yavaş olacağını değerlendiriyoruz”
Türkiye Finans Genel Müdürü Akşam, TCMB’nin ağustosta Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının 31 Aralık 2023’e kadar TL’ye dönüşümü için kriterler getirdiğini anımsatarak, standart TL mevduat hesapları desteklenirken KKM’ye verilen getirinin cazibesini yitirdiğini, KKM hesaplarındaki toplam tutarda 18 Ağustos haftasından beri düşüş yaşandığını anlattı.
Akşam, “Atılan doğru adımlarla birlikte sektörümüz, ekonomi yönetiminin stratejisini sahiplendikçe liralaşma daha da güçlenecektir. KKM’nin 2024 sonunda önemli oranda sona ereceğini, 2025 ve devamında da kullanılmayacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Gelecek yıl finansman hacmindeki büyüme hızının 2023’ten daha yavaş olacağını değerlendirdiklerini aktaran Akşam, bankacılık sektöründe kasım sonu itibarıyla 11 aylık stok finansman bakiyesine bakıldığında TL’de yüzde 49,2 büyüme olurken, yabancı para finansman bakiyesinde yüzde 3,4 küçülme yaşandığını bildirdi.
“Yeni dijital bankalar rekabeti artıracak”
Murat Akşam, dijital bankacılıkta bilgi işlem altyapıları geliştikçe hem bankaların hem de müşterilerin şubelere olan bağımlılığının azaldığını, dijitalleşme arttıkça şubeleşmenin azalacağını, yeni dijital bankaların rekabeti artıracağını söyledi.
Akşam, “Maliyet artışları karlılığı baskılarken, aktif kalitesini dikkatli yönetmeyi gerektirecek. Ekonomi yönetimi, uygulanan ekonomik programla 2024’te TL finansmanda büyümenin daha da yavaşlamasını, YP tarafında ise ihracatçıların desteğiyle 2023’teki azalmanın olmayacağını öngörüyor. Tüketici finansmanı ve taşıt gibi finansman türleri azalacaktır. 2024, geçmiş yıllardaki hızlı büyümenin duracağı, soğuyan ekonomi nedeniyle büyümenin sınırlı ve seçici olacağı bir yıl olacaktır.” şeklinde konuştu.
Müşterilerin artış ihtiyaçlarının zamandan ve mekandan bağımsız bir şekilde 7 gün 24 saat karşılanmasını istediğini kaydeden Akşam, Türkiye Finans olarak “yeri ve zamanı olmayan bankacılık” konusunda öncü olmayı sürdüreceklerini, sürekli güncelledikleri teknolojiler ve yeniliklerle müşterilerinin; her an ve her yerden müşteri olmayla başlayan bankacılık yolculuklarında güvenli, akıcı, kolay ve daha dijital bir deneyim yaşamaları için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
Dijitalleşmenin, tüm bankacılık sektörü için rekabette en önemli faktörlerden biri olduğunu, bu nedenle yeni bir dönüşümün içinde bulunduklarını dile getiren Akşam, müşteri deneyiminin standartları yükselirken ve jenerasyon yenilendikçe müşteri tarafından gelen talepler farklılaşırken, bankacılık sektörünün ve katılım finans sisteminin bu dönüşüme hızla ayak uydurması gerektiğini anlattı.
“Klasik bankacılık bitiyor”
Türkiye Finans Genel Müdürü Akşam, finansal ürün ve hizmetlerin herkese açık hale gelmesinin, girişimcilik konusunda rekabetin yoğunlaşmasının, blockchain ve yapay zeka gibi fintekleri hızlandıracak teknolojilerin yaygınlaşmasının Türkiye’de açık bankacılığa olan ilgiyi her geçen gün artırdığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dijitalleşmenin hızlandığı ve yeni iş modellerinin yürürlüğe girdiği yeni dünyada bankacılık ürün ve hizmetlerini müşterilerimize günlük olağan hayatları içinde ek bir süre yaratmadan hızlı, güvenli ve kolay bir deneyimle sunmamız gerekiyor. Türkiye Finans olarak, üretimi ve ticareti destekleme, tüketicilerin finansal ihtiyaçlarına çözüm bulma, finansal kapsayıcılığı artırma ve sürdürülebilir büyüme gibi tüm temel stratejilerimizin merkezinde yer alan dijitalleşmedeki öncü rolümüzü ve rekabetteki konumumuzu daha da güçlendirmek üzere organizasyon yapısında değişikliğe giderek Dijital Bankacılık İş Grubunu oluşturduk. Çünkü artık dijitalleşme sadece kanallara yeni fonksiyonlar koymaktan ibaret değil. Uçtan uca dijital hizmetler sunabilmek ve müşterilerinize bu deneyimi hissettirebilmek gerekiyor. Klasik bankacılık bitiyor. Bizim mottomuz da ‘müşteri neredeyse banka orada.'”
Akşam, operasyonel verimliliği maksimize etmek için artık metal yaka çalışanlarının bulunduğunu robotik süreç otomasyonu teknolojilerini entegre etmeleri sayesinde önceden tanımlanmış verileri derleme, rapor oluşturma gibi rutin görevlerin yazılımlarla otomatik olarak yapıldığını anlattı.
Dijital Bankacılık İş Grubuna bağlı olarak Dijital Dönüşüm Teknolojileri Ofisi kurduklarını, Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifine üye olarak yapay zeka ekosistemindeki oyuncularla ortak projeler geliştirmeye başladıklarını, çağrı merkezi ekiplerinin bu inisiyatifte yer alan ve yapay zeka araçları geliştiren ekipler ile çalıştığını dile getiren Akşam, yapay zeka ve otomasyon teknolojileri alanında hayata geçirdikleri projelerden ve attıkları adımlardan bahsetti.
Akşam, bankada aylık ortalama işlem hacminin sadece yüzde 6’sının şubelerde gerçekleştiğini belirterek, “Müşteri edinimlerimizin üçte biri dijital kanaldan gerçekleşiyor. Bu yaklaşımın bizleri geleceğin bankacılığı olarak tanımlanan ‘Görünmez Bankacılık’ seviyesine ulaştıracağına inanıyoruz. Bankalar ve fintekler arasındaki rekabete rağmen işbirliği için de birçok fırsat mevcut. Bankalar ve finteklerin birbirini tamamlayan güçlü yönleri var ve birlikte çalışarak karşılıklı fayda sağlayan ortaklıklar yaratabilirler. Biz konuya bu açıdan yaklaşıyor ve finteklerle verimli işbirlikleri geliştiriyoruz.” diye konuştu.
Gelecek dönemde dijitalleşmenin daha da artacağını ve yapay zekanın giderek artan bir rolü olacağını dile getiren Akşam, “Artan işlem hacimleri ile kuantum bilgisayarları da konuşmaya başlayacağız. Özellikle merkez bankaları vasıtasıyla çıkarılacak dijital para ile nakit ihtiyacı da ortadan kalkacak ve sektörde QR kodu ile ödeme, QR ile alışveriş yapma, dijital para ile alışveriş yapma gibi yeni ürün ve yöntemlerin kullanımı artacaktır. Yıllardır dijitalleşmeye öncülük eden sektörümüz de yine bu alanda dünya çapında başarılı ürün ve hizmetler geliştirecek ve dünyanın en ileri oyuncuları ülkemizden çıkacaktır.” açıklamasında bulundu.
“İnsan, üretim ve dijitalleşme odaklı büyüme stratejimiz devam edecek”
Murat Akşam, 2023’te de hem bireysel hem de ticari tarafta ülke ekonomisine güçlü biçimde finansman desteği vermeye devam ettiklerini belirterek, güçlü sermaye yapısını bu çeyrekte de sürdüren bankanın, yasal öz kaynaklarını bir önceki yılın sonuna göre yüzde 48 artırarak 24,3 milyar TL’ye ulaştırdığını, sermaye yeterlilik rasyosunun da yüzde 23,39 olarak gerçekleştiğini söyledi.
Katılım finans sisteminin özünde yer alan üretimi, ticareti ve ihracatı destekleme öncelikleri; dijitalleşme yatırımları ve insan odaklı bankacılık anlayışıyla sosyal ve ekonomik kalkınmanın bayraktarlığını yaptıklarını kaydeden Akşam, tüketicilerin tüm ihtiyaçlarını yer ve zamandan bağımsız olarak hızlı ve kaliteli bir şekilde karşıladıklarını anlattı.
Akşam, dış ticaret alanında hizmet veren şirketlerin yatırım sermayesi ihtiyaçlarını farklı finansman seçenekleriyle fonladıklarını, ihracat, üretim ve ticaretin finansmanına odaklandıklarını kaydederek, bu alanların sadece bankayı değil sektörü ve ülke ekonomisini çok daha üst sıralara taşıyacağına inandıklarını vurguladı.
İhracatçı firmaların mal ve hizmet alımlarına aracılık ettiklerini, büyümeleri için ihtiyaç duydukları uygun koşullu ve avantajlı finansman desteklerini sunduklarını, mal ve hizmet alımlarını kolaylaştırdıklarını, dijital altyapılarını kuvvetlendirmelerinin önünü açtıklarını dile getiren Akşam, şu ifadeleri kullandı:
“İhracat Destek Finansmanı, Esnek Destek Finansmanı, Leasing ve Destek Çek gibi ürünlerimizle üretici ve ihracatçıyı fonluyoruz. Ayrıca ihracatçı birlikleri ile protokoller imzalıyor, bu birliklere üye olan ihracatçı firmalarımıza özel finansman imkanları oluşturuyor; dış ticaret işlemleri için uygun maliyetli özel paketler sunuyoruz. Özetle çok zor bir yılı, özverili ve nitelikli çalışanlarımızla, yenilikçi ürünlerimize büyük bir teveccüh gösteren mevcut ve yeni müşterilerimizle, güçlü sermaye yapımız ve sermayedarlarımızın desteği ile başarılı bir şekilde tamamladık. Yorulduk ve zorlandık ama tüm paydaşlarımız için önemli değer yarattık.
Türkiye Finans olarak katılım finans sisteminin özünde yer alan üretimi, ticareti ve ihracatı destekleme, bireylerin ihtiyaçlarına özel çözümler üretme önceliklerimizi kararlı biçimde sürdüreceğiz. Özellikle ihracat yapan, üretim ve ticaretin içinde olan müşterilerimizin finansal anlamda ihtiyaçlarını hızlıca karşılamak amacıyla uygun maliyetli finansman seçenekleri ve kaynaklarımızı geliştirmeye de devam ediyoruz. Türkiye Finans olarak ülkemizin güçlü bankacılık temellerini inovasyon yetkinliklerimizle güçlendirecek katkıyı sağlıyoruz. 2023’te ‘insan odaklı teknoloji’ diyerek dijital bankacılık stratejimizi odağa aldık. Bu minvalde değişen dünya dinamikleri ile beraber tüketicilerin çok hızlı değişen ihtiyaçlarına yanıt vermek üzere yenilikçi, inovatif, değer yaratan dijital bankacılık ürün ve hizmetlerimizle müşterilerimize mükemmel deneyim yaşatmayı hedefliyoruz. 2024’te de insan, üretim ve dijitalleşme odaklı büyüme stratejimiz devam edecek.”